16 Ocak 2009 Cuma

Yağmur..

Bu şarkıyı ne zaman dinlesem beni benden almıştır.Sanki yağmuru buralara yağdıran hep ben olmuşumdur.Bu şarkıyı dinlerken kulaklarım,penceremde yağmur tıkırtıları..
Gökyüzü yoksa bana mı ağlıyor??

hypnogaja-here comes the rain again..







Ağlıyorum işte..Yine ve yine..

15 Ocak 2009 Perşembe

Ayrılık


Hani seni seviyorum dediğinde
Yalan söylediğini bile bile,
İnandırdım ya kendime.
Elveda gidiyorum dediğinde de,
Yalan olduğuna
İnandırmak istedim kendime..
Ne yazık ki çok gerçekçiydin..




14 Ocak 2009 Çarşamba

Kaçamak


Tuvalette herkesten gizli içtiğim sigaram gibiydin,
Kimsenin gelip bi fırt çekmesini istemedim!!







11 Ocak 2009 Pazar

Hareket Vakti

Dün elektrikler kesildi birden bire.Mum ışığında müzik dinlerken bir şarkı başladı.
"is karası gibiyim o temiz ellerinde.."
sözünü duymamla ağlamam bir oldu.Odamın içinde ona yazdığım ama veremediğim mektubu buldum.Okudum,okudukça ağladım.Bu mektup şuanda onun ellerinin arasında olması lazımdı halbuki..

Ayrılmaya yüz tutmuştuk o aralar.Ha oldu ha olucaktı yani..Bu mektubu yazdım ona.Belki bana olan sevgisi tekrar gelir diye o kalbine,sever belki beni eskisi gibi diye..Bu mektubu yazdım koydum köşeye ve bir mesaj geldi ondan..

"İs karası gibiyim o temiz ellerinde
Dil yarası gibiyim o masum sözlerinde
Kal deme hiç bunu benden isteme
Sus bu gece bana aşktan sakın hiç bahsetme
Dur bu gece bana dokunma beni delirtme
Sana boşuna umut vermek istemem
Çağıran birşeyler var hep beni uzak şehirlerde
Bana ait bişeyler var o sert gülüşlerde
Sen yine olduğun gibi kal benim için sakın değişme
Giderim ha bugün ha yarın hareket vakti gelince
Sen yine olduğun gibi kal misafirim bu şehirde
Bir el sallarsın yeter hareket vakti gelince.."

Başlangıç şarkımız olmamıştı hiç bizim,ama ayrılık şarkımız olmuştu işte.Cevaplayamadım o mesaji hiç bir zaman.Sanki cevaplarsam kabus olarak devam ettiğim rüya bozulacak gerçeğe dönecekti.Aldım elime yazdığım mektubu.Okudum,okudukça ağladım..

"Bu akşam yatağıma yattığımda tek şey düşündüm yine.Tek şey düşündüm hiçbirşey yapmadan.Kaskatı kesildim,bilinçaltım durgunlaştı.Kelimelerim isteksizce beni zorladı.Kalktım yatağımdan.En uzakta duran kalemimi aldım ve beyaz bir sayfa çıkardım hayatıma.Döndüm hayaline baktım.Senin hayalinden güç aldım.Yazamaya başladım.Kim bilir ki ne yazacağımı?Kim bilir ki sonunun nasıl biteceğini? İçimden gelen cümlelerle yazıyorum sana.Anlayamayabilirsin..Ama bil ki anlatmak istedim.."

Gitti işte.Beni bırakıp uzak şehirlere gitti.Emre Aydının'ın bahsettiği gibi.Bir elveda mesajını bile çok gördü bana.Ya da kim bilir kaç kez yazdı,sildi.Böyle bitmişti.Sevmişmiydim?Hem de çok..Belki de en çok sevebildiğim çocuk o olmuştu.Değer verdiğini hissederdim...Onunla geçirdiğim 5 dk bir ömür gibi gelirdi bana.İstanbula'a gidicem demişti bana.Hayalimizdi İstanbul'da yaşamakZaten beni acıtan onun terketmesi değildi ya..Beni acıtan onla hayal ettiğimiz hiçbişeyin bundan sonra olamayacağıdı..Hayal kurmayı sevmiyorum bu yüzden.Bırak hayal kurmayı..

Gerçi sonra geri dönmüştü ama 1 hafta sürmüştü.O ise ayrı bi faciaydı onu şimdi anlatırsam duygusal bi bunalıma girerim..

Şİmdi o kimbilir nerde,kimlerle? 1 sene geçti aradan ama hala düşüncelerinin bir kısmında varmıyım ki?Bilemiyorum..Sanırım o benim yalancı firavunumdu..